Ekonomik Büyümede İhracatın Rolü
Ülkelerin iktisadi büyüme süreçlerinde Dünya ekonomileriyle entegre olmak, dış piyasalar ile rekabet edebilmek için gerçekçi kur politikalarını izlemek ve gelişmeye açık endüstrileri desteklemek gibi faktörlerin yanında en önemli etkenlerden bir tanesi dış ticarettir. Dış ticaretin ve özellikle ihracatın pek çok noktadan iktisadi büyüme üzerindeki etkisi söz konusudur. İmalat, istihdam, sanayileşme, ara mamul ve hammadde ithalatı için gerekli dövizin ülkeye kazandırılması ve yeni pazarlarda yer edinebilme gibi önemli hususların temelinde ihracat yatmaktadır.
Bilindiği üzere, Türkiye ekonomisi 2020 yılının ikinci çeyreğinde covid-19 salgını nedeniyle yüzde 10,4 daralmıştı. Türkiye bu daralma sürecini ekonomik normalleşme adımlarının atıldığı üçüncü çeyrekte yüzde 6,3 ve dördüncü çeyrekte yüzde 6,2 büyüme ile tamamladı. Böylece zorlu geçen 2020 yılında ülkemiz toplamda yüzde 1,8 büyüyerek diğer ülkelere göre pozitif yönde ayrışmış oldu.
Bu yılın ikinci çeyreği için açıklanan yüzde 21,7’lik rakam ile Türkiye OECD ülkelerinin büyüme sıralamasında ikinci oldu. Bu büyümenin kaynağı olarak yeni sanayi yatırımlarını, teknolojik gelişmeleri, fiziki ve beşeri sermayeyi, dış ticaret adımlarını, karar alıcıların kültür ve davranışları ile kurumsal yapılarını gösterebiliriz. Sürekli büyüme hedefinde olan Ülkemizin 2023 yılı vizyonu çerçevesinde atılan adımlar, ihracatın artırılması ve yeni pazarların eklenmesi ile daha verimli bir hal almıştır.
Ağustos ayı rakamları dikkate alındığında bir önceki yıla nazaran (Pandemi olduğuna dikkat etmekte fayda var) %52’lik bir artış söz konusu. Bu artışa paralel olarak ihracatın iktisadi büyümemizdeki payı yılın ikinci çeyreğinde %10,4 olarak hesaplanmaktadır. Bu da 21,7’lik büyümemizin neredeyse yarısı demek oluyor.
İktisadi büyüme teorilerinden hareketle ülkeler arası gelir farklılıklarının açıklanmasında ülkelerin emek, sermaye, girişimci ve teknoloji donanımlarının ve bunların yanı sıra coğrafi konumlarının, dış ticarete katılma durumlarının, inançlarının, kültürel yapılarının ve karar alıcıların davranışlarının ve kurumsal yapılarının etkili olduğu görülmektedir. Bu bağlamda küreselleşme olgusunun yoğun bir şekilde yaşandığı günümüz dünyasında ülkelerin iktisadi büyümeyi sağlayabilmek üzere çeşitli dış
ticaret politikaları ürettiği görülmektedir. Ülkelerin gelirlerini arttırmak amacıyla uyguladıkları dış ticaret politikaları ülkelerin yapısı, ekonomik karar alıcıların uygulamaları ve ele alınan dönemler gibi çeşitli faktörler göz önünde bulundurularak belirlenmektedir. Genel anlamda ülkelerin büyük bir çoğunluğunun, büyümeye sıkı korumacı ticaret politikaları uygulayarak başladığı, belirli bir büyüme düzeyine ulaştıktan sonra ise korumacı politikaları azaltarak dışa dönük ticaret politikaları izledikleri görülmektedir. (Rodrik, 2009:225-228).
Bu bağlamda belirtilmelidir ki, ülkeler tüm ekonomik, sosyal ve politik faaliyetleri çerçevesinde atacakları her adımda büyümeyi planlayabilir ve uygulayabilirler. Birçok farklı sayısal veri ve dengenin dikkate alındığı büyüme oranlarında ihracat, ülkelerin hem sosyal hem de ekonomik olarak göz önünde bulundurması gereken unsurların başında gelmektedir. Özellikle katma değerli ihracat yapabilen ve bunu sürdürülebilir bir temele dayandıran ülkelerin gelecek kaygıları sadece yeniliklerin düzeyine bağlı olarak değişecektir. Zamana ayak uydurmak ve ona hatta yön vermek için ihracatın iyi planlanarak uygulamalara sadık kalınması yeterli olacaktır.
Detaylı bilgi için iletişim sayfasından bize ulaşabilirsiniz.
Leave a Comment