Hedefimiz Katma Değerli Ürün İhracatı
2023 yılına kadar ihracatta 500 milyar ABD doları değerine ulaşmayı hedefleyen Türkiye İhracat Stratejisi ve Eylem Planı, 2020 yılı sonunda gerçekleşen 169 milyar dolar ihracat ile hedeflerinden uzak kalmış gözükmekte. İhracatımızın teşvik stratejisi ve eylem planları sektörel rekabet gücü ve ticari ilişkilerin geleneksel bir çerçevede yorumlanması ile oluşturulmuştur. Bu durum kurgulanan plan ve stratejilerin, ticari ilişkiler ile üretim mekanizmasının yeni dünya düzeni doğrultusunda ilerlemesi gerektiğini göstermiştir.
Katma değeri yüksek üretimin artırılması ve Dünya pazarında yer edinme konusunda 2005-2015 yılları arasında ülkemiz ciddi adımlar atsa da hedeflerin gerçekleştirilmesinde maalesef yeterli olmamıştır. Toplam ihracat rakamları incelendiğinde, tekstil ve konfeksiyon, temel metaller ve metal ürünleri ile nakliye ekipmanı gibi geleneksel ihracat sektörleri katma değer açısından Türk imalat ihracatları hususunda en önemli kategoriler arasında yer almaktadır. Ancak brüt bakımdan Türkiye’nin ihracat performansına çok daha düşük bir katkıda bulunmaktadırlar. Kimyasal ve metalik olmayan mineral ürünler katma değer açısından ikinci sırada yer almakla birlikte, nakliye ekipmanı, motorlu taşıtlar ve temel metaller Türkiye’nin genel ihracat performansına brütten ziyade katma değer açısından daha az katkı sağlamaktadır.
Yukarıda bahsi geçen sektörel verilerin bazı ihracat teşviklerinin geliştirilmesinde mutlak yansımaları olacaktır. Politika yapıcılar ve stratejileri geliştiren kurumlarımız katma değer rakamlarına dayalı ihracat teşviki geliştirme konusunda bir yol haritası çizmek durumundadırlar. Daha yüksek teknolojiye dayalı imalat ve ülkemizin rekabet avantajının olduğu, daha fazla ekonomik fayda sağlayacak ihracatta en yüksek performansı sergileyen sektörlere birlikte odaklanmak katma değer açısından ülkemizin yol haritasını oluşturabilir.
Üretim ve ihracata ilişkin yol haritası, teşvikler, strateji ve eylem planları hazırlandıktan sonra hedef pazar araştırmaları ve incelemeleri yapılarak ülke grupları oluşturulması edineceğimizin avantajların hızla rakamlara yansımasını sağlayacaktır. Bugün incelediğimizde Rusya, Türkiye’nin brüt ihracatının %7,6’sını oluşturmakta ancak katma değer açısından bu rakam %7,93’e gelmektedir. Benzer pozitif durum ABD, Birleşik Krallık, Suudi Arabistan ve birkaç ülkede daha gözükmektedir. AB’yi bir bütün olarak ele alacak olursak katma değer açısından negatif bir görüntü ortaya çıkmaktadır. Bu durum stratejik ortaklığımız ve gümrük birliğinin önemli bir göstergesidir.
İhracatımızda birinci sırayı alan motorlu taşıtlar katma değer açısından %16-17 bandında yer almaktadır. Bu oranın akabinde gelen sektörlerin yüksek teknoloji çerçevesine getirilmesi gelecek planları ve yeni sektörlerin kazandırılması açısından hayli önemlidir. Yeni üretim sistemleri ile tanışmak, bölgesel anlamda ihtiyaç duyulan yüksek katma değerli ürünlerin imalatını ülkemize getirmek hem refah düzeyi hem de yeni pazarlarda edinilecek yerler açısından önem arz etmektedir.
Yerli ve milli üretimi katma değeri yüksek ürünlere doğru kaydırarak, yeni yatırımların ve üretim tesislerinin ülkemize sağlayacağı katkıyı daha iyi analiz etmeliyiz. Bugün yapay zeka, robotik üretim, blockchain, bitcoin gibi kavramların hayatımızın her alanında olduğunu düşünürsek katma değeri yüksek ürünler ile alakalı ne kadar hızlı davranmamız gerektiğini daha iyi anlayacağımız düşüncesindeyim. Artık tarafımızca üretilen savunma sanayi ürünlerine ek olarak imalatında en iyi olduğumuz ürünlerin Ar-Ge çalışmalarına önem vermeli ve faydanın maksimize edilmesini sağlamalıyız.
Detaylı bilgi için iletişim sayfasından bize ulaşabilirsiniz.
Leave a Comment